29 Eylül 2012 Cumartesi

boktan bir günün anatomisi

  Sabah zar zor uyanmıştım.saat onmuydu yoksa onbuçukmuydu? Aslında pek de umrumda değildi.Sonra yine validenin birşeyleri anlatması ve peder beyin ters bakışları içinde kahvaltımı yaptım.Benim bu yerde dünya ile iletişimimi sağlayan benim canım google chrome'umun başına oturdum.
Aldım karbonhidrat deposu bisküvimi.Fare gibi çay eşliğinde kıtır kıtır sömürmeye başladım.Zaten oldumolası sevmezdim çaya bandırmayı.Zaten artık pek bir şey de umrumda değildi.Sporu bırakmak zorunda kalmıştım.
Çünkü koşmak atlara göre birşeydi bizim sülalede...
  Saat kaçtı bilmiyorum.Çıktım dışarı panpam ile çayımı içtim.Günlük olağan makara limitimi doldurmuştum.Onun önerdiği teklif üzerine PES atmaya gittik.Nasıl olsa ondan güzel oynuyordum bu mereti ve onu yenerek bu boktan günü diğer boktan günlerden farklı kılacaktım.Oyun başladı 2-0 ,2-1,3-0,3-1'lik skorlarla yenilmiştim.Sanırım haırladığıma göre bn bu oyunu en son ekim 2011'de oynamıştım ve o günden bu güne pek çok şey değişmişti.
 Saat kaçtı bilmiyorum.Akşam yemeğimi yedim.Bilgisayarım başına oturmuştum.En iyi olduğum şans oyunlarından biri olan spor toto kuponumu da yatırmıştım. Üstüne üstlük tuttuğum takım da yenilmişti.Geriye yapacak tek bir şey kalmıştı.Diğer günlerimden farklı olmayan bu günümü kutlamak ! için dışarı çıkıp damarlarımı alkol ile doldurmak.Önceden içmezdim alkolü , ama artık spor yapmıyordum ve bu performansımı kötü etkilemiyordu.
 Sonra yine diğer boktan günler gibi çakırkeyf olup eve gelecektim ve unforgiven üçlemesini dinleyecektim.


Kadehimi sizler için kaldırıyorum dostlarım.

The Unforgiven
http://www.youtube.com/watch?v=mYUMPKFYd6g

The Unforgiven II
http://www.youtube.com/watch?v=G-Bn_kD6QN4

The Unforgiven III
http://www.youtube.com/watch?v=wlBxKPqAnr8

günler, senden birer parça götüren kırk haramiler gibi,
günler sam yeli, sıcak bir çöl, kumdan bir tepecik,
günler yaramaz birer çocuk..

Sevgilerimle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder